Ölülerimiz Daha Değerli

 

Ülke olarak içinde yaşadığımız yaşam baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Malum coğrafyamız, jeopolitik önemimiz, bir tarafta aşırı ilerici kesimimiz bir tarafta da köylü aşiret kalmış parçalarımız. Kısacası ekonomik, kültürel, sosyal, dini, sanatsal vb. her açıdan (din, di,l ırk) birbirinden kopuk birbirini anlamayan, anlamaya çalışmayan, yargılayan, hüküm veren bir yapıdayız. Kendini en gelişmiş olarak görüp Bağdat caddesinde, boğazda oturan olarak tanımlayandan başlayın da doğuda en ücra yerlerde yaşayan insanlara kadar halkımız yüzlerce farklı telden çalıp oynuyor.  

Akbabalar gibiyiz acıkmış, leş kollayan (başkasının avına konan, kendi riske girmeyen) ölülerle beslenen bir yapıdayız. Ülkemizde sürekli birileri ölür neden mi ? Selden ölür, baraj kapağı açılır ölür, yüzmeye gider denizde ölür, depremden ölür, trafikten ölür, madende ölür, asansör düşer ölür, uyuşturucudan ölür, kocası öldürür, terörden ölür, şehit olur ölür, molotoftan ölür, gösterilerde ölür, çocuk kaçırılır tecavüz edilir ölür, aşiret uygun görür ölür, intihar eder ölür vb onlarca yüzlerce nedenden (çoğu eğitimle ve daha düzgün politikalarla yaklaşımlarla engellenebilecek olan) dolayı insan ölür. Ölüm en temel ve en büyük gerçekliktir. Televizyon, sosyal medya, gazeteler ve diğer iletişim araçlarında çoğunlukla siyasetçiler ya da göbeklerini büyütmüş yorumcular ya da isimlerinin başında genelde Prof. yazan tipler ya da süslü püslü hanımlar çıkar ve bol bol konuşur. Herkes kendine kendi uzmanlık alanına çeker uzatır konuyu. Ortada bir ölü vardır bu ölü yaşayan insandan daha değerlidir. Herkes kendi davasını, görüşünü, ideolojisini kavgasını bu ölünün bedeni üzerinden verir. Ölüm belli bir meslek grubunu ya da belli bir siyasi grubun işine yarıyorsa bayram edercesine herkes bu ölüyü kullanır. O taziyelerin ve nemli gözlerin (timsah gözyaşlarının) arkasında kendini ölünün bedeni üzerinden gösterme kaygısı ve savaşı vardır. Başta ölenin ailesi olmak üzere her şey sömürülmeye, kullanılmaya açıktır. Ölünün arkasından yapılan yorumlarda ya da ağıtlarda aslında çok kişi kendi reklamı peşindedir. Tıpkı ALS hastalığına dikkat çekmek için yapılan rezilliklerde ki gibi. Her kesim kendi ölüsüne sahip çıkar. Böylesi daha güzeldir çoğunlukla fakir, cahil, ezilmiş, zaten kaderin vurduğu insanlar ölür. Ölünün üstünden reklam ya da siyaset yapmaya bayılırız.  

Dün kendi özgür iradesiyle kendi yaşamına son veren, topluma ders verir gibi video çekip bırakan ve çoğu kişinin hatta arkasından yorum yapan hemen hemen herkesin anlayamadığı bir intihar vakası geçekleşti. İletişimcisi çıkıp ayrı yorumluyor ve kendi alanın öneminden bahsediyor, psikoloğu çıkıp ayrı yorumluyor ve bu intihar engellenebilirdi diyor.. Herkes sanki kafasına silah dayanmış birileri yoruma zorluyormuş gibi yorum yapıyor. Yemek, kadın, magazin, spor, siyaset programlarından kalma alışkanlık yorum yap. Yorum yap boş durma yorum yap. Her şeye görüş bildir her şeyi eleştir, hemen doğruları yanlışları bul. Durun yahu bi Allah aşkına durun, sakin olun, bi soğuyun bi içinize dönün, bi ölenin annesi, babası, kardeşi olduğunuzu düşünün. Ne zorunuz var yorum üstüne yorum yapmaya. Aileyi ölenin annesinin babasının duygularını istismar etmeyin kardeşim. Bu kadar düşmeyin, rezilleşmeyin. Bırakın insanlar kendi acılarını yaşasın. Saygılı olun… Yaşayana yapıştırmadığımız yafta, lakap aşağılayıcı söz kalmıyor, hiç değilse insanların ölüsüne saygı duyalım. Konuşmayalım. Yorum yapmayalım. Cesedi kadavra olur muymuş olmaz mıymış ailesi varken bu konuyu konuşmak bize mi düşer. Merak etmeyin bi tarafımız eksilmez. Bırakalım ölen kardeşimizin ailesi bir de bizlerin bilinçli ya da bilinçsiz yaptığımız yorumlarla üzülmesin. Gözyaşlarını bizim salakça aptalca yorumlarımıza harcamasın.

İçinde yaşadığımız toplumun sorunları konuşma ve yorumla çözülmeyecek. Çözülecek olsa şimdiye çoktan çözülürdü. Anlık olarak yorumcular kendini gösteriyor, reklamlarını yapıyor, (sonra aynı tas aynı hamam) sorunlar devam ediyor. Sonra bu televizyoncular sosyal medyacılar safa yatarak aman aman yazık yazık diyor. Toplum olarak yaşayan insanlar üzerinde (eğitimi, yaşam tarzı, giyimi vb.) anlaşamıyoruz. Hiç değilse ölülere saygı konusunda anlaşalım. Susalım yorum yapmayalım. Yaşayana göstermediğimiz saygıyı ölüye gösterelim. Belki oradan bir ders çıkarıp yaşayana da saygı gösteririz.

Sözü çok yorumcular gibi uzatmaya gerek yok. Analarımızın başı sağ olsun, başka ne desek boş.

17/10/2014 Mesut Sabancı  

 

Genç Tercih © 2012. Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Sitemiz kullanıcılara güncel bilgileri basit ve pratik bir şekilde ve hiç bir koşul getirmeden ve ücret talep etmeden sunmak için hizmet vermektedir. Bu sitede (www.genctercih.com) verilen tüm bilgiler, dokümanlar ve haberlerin azda olsa eksik, yanlış, öznel ve / veya güncel olmama ihtimalleri vardır. Siteyi kullanan herkesin bu durumların farkında olması ve nihai kararlarını verip işlemlerini yaparken bu durumu göz önünde bulundurmaları önemle rica olunur. Kullanıcı ve adayların nihai kararlarında ve işlemlerinde YÖK, ÖSYM, MEB vb. resmi kurumların kaynaklarından ilk elden faydalanmaları ve bilgileri kontrol etmeleri tavsiye olunur. Site doğabilecek yanlış anlamalardan ve yanlışlıklardan dolayı sorumluluk kabul etmez. Site tüm kullanıcıların bu uyarıları okumuş olduklarını kabul eder.

MEVLANA ÇAKIRAL, televizyon kıskacında çocuk